Yaşlanma karşıtı teknolojiler için dünyanın öne çıkan zenginleri, yaşlanmanın yavaşlatılabilen, durdurulabilen ve hatta tersine çevrilebilen bir hastalık olduğuna inanıyor ve dünyanın milyarderleri, yaşı tersine çeviren yatırımlara inanılmaz büyük paralar akıtıyor.
Geçen Eylül ayında Jeff Bezos'un biyolojik yeniden programlama teknolojisini takip eden bir şirket olan Altos Labs'a yatırım yaptığı ortaya çıktı. "Yeniden programlama", yaşlı hücreleri yeniden gençleştirmek için kullanılan bilimsel terimdir. 2012 yılında Japon bilim adamı Shinya Yamanaka tarafından potansiyel bir "yaşam iksiri" olarak keşfedildi. Nobel Tıp Ödülü Komitesi de aynı fikirde olduğunu açıkladı.
Yaşlanma karşıtı teknolojiye yatırım yapan sadece Bezos ve Altos değil tabi ki. Yeniden programlama yoluyla uzun ömürlülüğe de odaklanan Google destekli Calico Labs, BlackRock, Raffles Capital Management, Wells Fargo ve diğerleri tarafından desteklenen Lineage Cell Therapeutics de yaşlanma karşıtı teknolojilere yatırım yapan şirketler arasında yer alıyor.
Coinbase Kurucu Ortağı ve CEO'su Brian Armstrong kısa süre önce epigenetik yeniden programlama terapilerini kullanarak insan sağlığını radikal bir şekilde genişletmeye çalışan bir yaşlanma karşıtı teknoloji şirketine yatırım yaptı. Toplamda, yaşlanmayı geciktirme endüstrisinin 2026 yılına kadar 64 milyar doların üzerine çıkması ve 2020 değerinden (44 milyar dolar) %45 artması bekleniyor.
Peki, milyarderler neden “yaşlanmayı tersine çevirme” veya “yaşlanmayı önleme” teknolojisine yatırım yapıyor?
- Çünkü uzun ömürlü bir zihniyetleri var.
Uzun Ömürlü Zihniyet Nedir?
Uzun Ömür Zihniyetini anlamanın bir yolu, tam tersine bakmaktır. Çoğu insan yaşlanma sürecini hafife alır. Disiplinli, sağlıklı ve şanslılarsa, 20 yıl kadar gençleşirler, 40'larında gerilemeye başlarlar ve 60 ile 80 arasında ölürler. Yapılan bir araştırmaya göre; insanlarda yaşam beklentisinin kadınlar için 81,2 yıl ve erkekler için 76,4 yıl olduğunu kabul ediliyor.
Durum böyle olunca “Uzun Ömür Karşıtı Zihniyet” için “Ölüm kaçınılmazdır, gençlik geçicidir” diyebiliriz. “Uzun Ömür Zihniyeti” için ise; ölümlülük önlenebilir, gençlik uzatılabilir. Neden olmasın?
Uzun Ömür Zihniyetini destekleyen yaşlanma karşıtı teknolojiler üzerine çalışmalar yapan bilim insanları yıllarca dışlandı ve bunun sonucunda hibe fonlarını kaybetme korkusuyla uzun ömür çalışmaları sürekli ertelendi; ancak en sonunda bu çalışmalar masaya yatırıldı ve bugünün dünyasında bu alandaki yatırımlar artırıldı.
Yaşlanma karşıtı teknoloji denildiğinde Genom dizilimi, RNA transkriptomikleri, Wnt yolu değiştiricileri, aşılar, CRISPR, sıvı biyopsiler, CAR-T hücreleri, Gen Terapisi, eksozomlar ve kök hücreler gibi yenilikler, bu teknolojilerin sadece birer örneğidir.
Nihayetinde uzun ömür zihniyetine göre; yaşlanmak bir hastalıktır. Gezegendeki en güçlü insanların çoğunun yavaşlatılabileceğine, durdurulabileceğine ve hatta tersine çevrilebileceğine inandığı bir hastalıktır.
Kendi Uzun Ömürlü Zihniyetinizi Nasıl Geliştirebilirsiniz?
İster sokakta yaşayan bir evsiz olun, ister bir malikanede yaşıyor olun, herkesin düşünmesi gereken altı temel yaşam alanını inceleyin ve değerlendirin. Sonuçları sizi etkileyecek, başkasını değil…
İnançlar: Yelpazenin bir ucunda 75 yaşını son olarak gören insanlar var. Diğer uçta ise yaşlanmayı bir hastalık olarak gören ve biyoteknolojide yaşlanmayı yavaşlatma ve hatta tersine çevirme potansiyeline sahip atılımları aktif olarak izleyen insanlar var. Peki siz ne düşünüyorsunuz? Düşünce yönteminiz yaşam sürecinizi etkileyebilir mi? Kararı size bırakıyoruz. Sonuçta “kimsenin hayatına kimse karışamaz. Kimi o şekil giyinir, kimi bu şekil, şekil… şekil…” 😊
Medya diyeti: Tükettiğiniz filmler, kitaplar, makaleler, nasıl düşündüğünüz üzerinde derin ve doğrudan bir etkiye sahiptir. Medya diyetiniz uzun ömür karşıtı zihniyeti güçlendiriyor mu? Yoksa David Sinclair's Lifespan gibi kitaplar, bloglar ve haber kaynakları mı okuyorsunuz? Peki, türün etkisi ömrünüze nasıl bir etki oluşturuyor olabilir? Bu konuda da kararı size bırakıyoruz 😊
Topluluk: Birlikte vakit geçirdiğimiz insanlar da zihniyetimizi şekillendiriyor. Sürekli ölüm endişesi duyan insanlarla vakit geçiriyor musunuz? Yoksa sizi iyimserlikle ve geleceğe dair genç bir vizyonla çevreleyen daha genç, daha canlı bir kalabalıkla mı vakit geçiriyorsunuz?
Uyku alışkanlıkları: Fizyolojik olarak her gece sekiz saat uykuya ihtiyacımız var. Peki siz bu en değerli kaynağa öncelik veriyor musunuz?
Senin diyetin: Kelimenin tam anlamıyla “ne yiyorsanız osunuz”. Tükettiğiniz besinler (veya besin olmayanlar) bedeniniz, zihniniz ve sizin ruhunuz olur. Tadı güzel (şeker açısından zengin) ama zararlı yiyeceklere aşırı düşkün müsünüz? Yoksa enerjinizi ve uzun ömürlülüğünüzü en üst düzeye çıkarmak için mantıklı bir diyet yapıp aralıklı oruç mu uyguluyorsunuz?
Egzersiz Alışkanlıkları: Egzersiz özellikle kas kütlesini artırmak uzun ömür için çok önemlidir. Haftada en az üç kez egzersiz yapıyor musunuz? Belki de büyüme hormonlarını en üst düzeye çıkarmak ve kas kütlesini artırmak için peptitler alıyor musunuz?
Zihniyet: Uzun Ömür Zihniyetinizi geliştiriyor musunuz? Geleceğinizi geçmişinizden daha büyük mü görüyorsun?
Uzun Ömür Zihniyetinin temellerini atmak herhangi bir sermaye yatırımı gerektirmez. Herkes uyumak, yemek yemek ve hareket etmek zorundadır. Önemli olan bunları doğru ve düzenli yapmaktır.
Arka planda ise, Bezos gibi milyarderler yaşlanma karşıtı teknolojiler endüstrisini hızlandırıyor ve en son teknolojiyi hayata geçirmek için çalışıyor. Bu süre içerisinde bize düşen ise yaşlanma karşıtı teknoloji gelişene kadar kendimize ruh ve beden sağlığımıza iyi bakmak olmalı.
Uzun ömürden önce; herkese keyifli, sağlıklı ve mutlu bir ömür dileriz…